21 Eylül 2012 Cuma

AK KUYRUKLU KARTAL (White-tailed eagle - Haliaeetus albicilla )

Ak kuyruklu kartal - White-tailed eagle - Haliaeetus albicilla


Tanımı
Bilimsel adı "Haliaeetus albicilla" (Linnaeus, 1758) sistematik kategoride falconiformes takımnda yer alır. Çok iri ve hantal bir yırtıcıdır. Kanatları bir akbaba gibi geniş ve paralel kenarlıdır. Kafa ve boyun tüyleri gri kahve, uç kısımları açık renklidir; üst tarafın diğer bölgeleri koyu gri kahverengidir; kuyruk kama gibi olup temeli kahve,diğer kısmı beyazdır; gaga gençlerde koyu kemiksi gri-siyah ve oldukça iridir, erişkinlerde soluk sarıdır; ayaklar erişkinlerde açık limon sarısıdır, tırnakları parlak siyah, çok uzun ve kıvrıktır; iris erişkinlerde soluk-parlak açık sarıdır.
Boynu kuyruğundan uzundur. Kuyruğu kısa ve kama şekillidir. Erişkinin başı açık renklidir, yaşlandıkça beyaza yaklaşır. Gagası ve boyun çevresi açık sarıdır. 4-5 yılda erişkin giysisine kavuşur.
 
 
 
 Avrupanın en iri kartalıdır ve suya bakan ormanlarda yaptığı yuvalarda kuluçkaya yatar. Deniz ve nehir kenarlarında, büyük göllerde; sıklıkla kayalık tundralarda, orman, çöl ve dağlarda yaşar. Kayalar ve yüksek ağaçlarda yuva yapar.  
 
 
Beslenme
Beslenme başta balık olmak üzere hayvansaldır. Üreme döneminde özellikle balık ve su kuşları ile beslenir, bu arada leşi de severek yer. Yaşayan memeliler ender olarak beslenme programında yer alır. Balıkları kendileri avlamayı tercih etseler de ölü veya parçalanmış balıkla da beslenirler. Yaşam alanında bulunan türler beslenme spektrumunda geniş yer tutar.
Kış döneminde orta Avrupa’da su kuşlarının oranı yükselir ve besininin%80’i civarında yer tutar. Hatta bu dönemde daha fazla leşle de beslendiği görülür.
Akkuyruklu kartalın birçok av metodu vardır. Su kenarlarında, saatlerce avlarını bekledikleri uygun bir tüneğe konarlar. En kolay metod ise su yüzeyinde yüzen yarı ölü ve ölü balıkları su yüzeyinden toplamalarıdır. Aynı şekilde su yüzeyine yakın bir şekilde uçarak, yüzeye yakın yüzen balıkları geçerken toplarlar. Ağırlığı iki kilo gibi büyük olan balıkları kıyıya yakın yerlerde yakalayıp tutarlar. Bu arada Akkuyruklu bir müddet derin suda kanatları açık bir şekilde yatabilir, balık yoruluncaya kadar mücadele ettikten sonra, avıyla kıyıya yüzüp, avını kıyıda yer.
Sağlıklı kazlar ve ördekler, akkuyruklunun saldırı anında uçarlar ve akkuyruklu tarafından takip edilmezler. Ama akkuyruklu avcılar tarafından yaralanmış, hasta kuşları, yazları daha uçamayan tüy değişim dönemindeki yavru kuşları, kışın ise buz üzerinde donmuş kuşları avlama fırsatını kaçırmaz. Sakarmekeler, akkuyruklunun saldırısı sırasında uçmayıp, hemen biraraya toplanıp bir grup oluştururlar ve kanat çırparak grup halinde su yüzeyinde koşmaya başlarlar, bu arada çıkan uğultu uzaktan duyulabilir. Su kuşlarının ,donmuş göllerdeki buz delikleri etrafında toplanmaları büyük sayıda akkuyrukluyu kendine çeker. Akkuyruklu bu delikler üzerinde havada asılı kalarak ani pikelerle su kuşu avlar.
Akkuyruklu tek olduğunu tespit ettiği ördek, batağan ve sakarmeke türlerini saldırı atakları ile dalmaya zorlar ve onları bu şekilde yorarak avlar. Bu metod eşler dönüşümlü olarak saldırırsa oldukça etkilidir.
Üreme döneminde karabatak ve gri balıkçıl ile diğer su kuşlarının kolonileri akkuyruklu tarafından araştırılıp bulunduktan sonra bu kuşların yavruları yuvalarından çalınır. Karabatak kolonilerinde karabataklar tarafından kusulan balık atıklarını da toplarlar. Son zamanlarda akkuyruklunun yırtıcı yuvalarına saldırıp bunların da yavruları ile beslendiği tespit edilmiştir. Birçok akkuyruklu yuvasında ölü veya canlı şahin yavrusuna rastlanılmıştır.
Özellikle kış aylarında akkuyruklu sistematik olarak leş arar. Bu arada yaban domuzları ve geyikleri kullanır. Bu arada kartal,büyük kadavralar başındaki kuzgun ve kargaları gözlemler. Tren rayları kenarında ise kazaya kurban gitmiş hayvanları veya oraya buraya atılmış iç organları da yerler.
Akkuyruklu mümkün olduğunca besinine kolay ulaşmaya çalışır ve bu arada sakar ve ağır görünür, ama öte yanda 60km/h uçuş hızına ulaşabilirler.

Çeviri:Emine Nurhan Tekin
 
Biyolojisi
Yuva; dallar, otlar, deniz kabukları ve diğer malzemeden yapılır ve her yıl tekrar kullanılır. İzlanda daki bir yuva 150 yıldır faal haldedir. Eşeysel olgunluğa 5 yaşında ulaşırlar; kuluçka dönemi ocak sonu şubat başı ile başlar, dişi 2 ila 5 gün arayla 2 -3 beyaz yumurta bırakır , kuluçka dönemi 35 – 45 gün arasindadir. Her iki bireyde kuluçkaya yatsa bile, ilk 15 gün ve yavruların yumurtadan çıktıktan sonraki 15 gün boyunca dişinin sürekli gözetimi altındadırlar. 4. hafta da yuvalarında yalnız kalırken, yetişkinler avlanır. 2,5 ay sonra uçmaya başlarlar ve yuvalarının etrafından 2-3 hafta ayrılmazlar, bağımsızlıkları kazanmaları için 2 veya daha fazla aya ihtiyaçları vardır.; en yaşlı halkalı birey 11 yıl 5 ay yaşamıştır. Bazı bireylerin 25 yıl yaşadığı saptanmış. Grönland ve Batı İzlanda populasyonunun, mitokondrial DNA çalışmaları sonucu, evolusyon aşamasında olduğu düşünülmektedir. Fakat, populasyon küçük olduğu ve henüz yeterince karakteristik genetik özellik formu oluşturmadığı için, özel koruma ve dikkat altında takip edilmektedir. Bir Akkuyruklu Kartalın günlük yiyecek ihtiyacı 500-600 gr dır...
 
 
 
 
Davranışları
Süzülürken ve dönerek yükselirken kanatlarını düz veya hafifçe yukarı kalkık tutar, aktif uçuşta uzun bir müddet kuvvetlice kanat çırpar. Uçuşta çok hantal bir gri balıkçıl gibi yavaş kanat çırpar, çoğu kez alçaktan suya yakın uçar. Tek eşlidirler, bir eş ölünceye kadar eş değiştirmezler. Gençler yer değiştirmeye ve grup halinde yaşamaya daha meyillidirler, kışın 10’ar bireylik sürüler halinde beslendikleri ve geceledikleri gözlemlenmiştir. Genelde gözlemlerde yüksek elektrik direklerine tünediklerine şahit olunmuştur.
 
 
www.trakus.org   'den   alıntıdır....
 
 
 

 
 
 

Hiç yorum yok: